I Shall Seal The Heavens - Bölüm 1597: Ben Hayalet'im!

Bölüm 1597: Ben Hayalet'im!

Yücegök'ün sesi yankılandığında kan ve pıhtı  kalıntıları küle dönüşerek tamamen ortadan kayboldu.

Mavi-mor bir ışık ışını uzaklarda inanılmaz bir hızla belirdi. Meng Hao yüzünü ona döndüğünde tam karşısındaydı. Göğsüne doğru gelen bir parmak görüldü. Ona dokunmadan önce Meng Hao'nun Tao gözü açıldı ve bir ışık patlaması yayarak parmak ile çarpıştı.

Bir gümbürtü koptu ve Meng Hao geriye sendelerken tüm vücudu titredi, yüzü kıpkırmızı oldu. Kafasını kaldırdığında gözlerinde delici bir ışık parladı ve savaşma arzusu belirdi.

"Bahsettiğim şey buydu!" dedi yavaşça. "Kendini tutma. Bu dövüş ölümcül olacak!" Önünde oldukça tanıdık bir figür belirdi. Bu uzun gri saçlı orta yaşlı bir adamdı. Gri cübbesi vardı ve Meng Hao'ya doğru bakarken küçümseyici bir hava yaydı.

Bir Aşkınlık aurasına sahipti ve dikkatli inceleyince onun sıradışı olduğunu anlamak mümkündü. Ata Alemine yarım adım uzaktaydı, tıpkı Meng Hao'nun yıllar önceki hali gibiydi. Hatta bu aura çok daha gizemliydi.

Bu kişi... Meng Hao'nun Engin Genişlik Okulu'nun ölüler şehrinde ilk gördüğü kişiyle aynıydı.... Patrik Engin Genişlik!

O, bu yıldızlı gökyüzünde ilk Aşkın olan ve Yücegök'ün Hayalet dediği kişiydi.

İfadesi soğuktu ama gözlerinde herhangi bir zeka yoktu. Yaydığı baskı tüm yıldızlı gökyüzüne diz çöktürecek türdendi ve arkasında bir hayalet aurasıyla dolu rakipsiz vahşilikte, devasa ve hayali bir figür vardı. O sanki bütün hayaletlerin imparatoru gibi sonsuz bir gurura sahipti!

Yücegök'ün sekizinci dönüşümü olan İlkel Dönüşüm Yücegök'ün gerçek benliğinin kullanabileceği bir yüce büyüydü. O sadece bir klonun serbest bırakamayacağı türden bir Tao'ydu. Onun, hafızasında var olan yıldızlı gökyüzünün en güçlü uzmanını kopyalamasına olanak sağlıyordu.

İlk olarak çok güçlü olmayan ama Meng Hao ile güçlü bağı olan Han Bei'yi kopyalamıştı.  Şimdi ise Meng Hao'nun korkunç gücünü görünce bir an bile tereddüt etmeden sekizinci dönüşümünü... Hayalet'i kopyalamak için kullanmıştı!

Bu yıldızlı gökyüzünün ilk Aşkın'ı bir an Meng Hao'ya soğukça baktıktan sonra aniden bir adım yürüdü. İnanılmaz bir hızla işaret parmağı Meng Hao'nun alnına, Tao gözünün bulunduğu noktaya doğru fırladı.

Meng Hao'nun kaçınmaya zamanı yoktu, o yüzden bunu denemedi. Parmak Tao gözüne saplandığında vücuduna şiddetli bir acı yayıldı, sağ eli bir büyü hareketiyle oynayarak Sekizinci Şeytan Mühürleme Nazarı'nı serbest bıraktı. Hayalet'in üzerine bir mühürleme işareti düştü ve aynı zamanda Meng Hao'nun ağzından kan geldi. Vücudu ve ruhu Nazar büyüsüyle yerine sabitlenen Hayalet duraksadı. Meng Hao'nun şuanki gelişim merkezini düşününce Sekizinci Nazar var olan çok az sayıda varlığın etkilenmeyeceği bir şeydi.

Hayalet yerine sabitlendiğinde Meng Hao bulanıklaşarak vücudu ona çarptı ve aynı zamanda parmağıyla, ardından yumruğuyla arka arkaya üç saldırı yaptı.

Göğsü içine çöken Hayalet'in ağzından kan geldi. Parmak ve iki yumruk onun alnına gelmiş ve hemen parçalamıştı. Fakat gözlerindeki küçümsemenin aynı kalması Meng Hao'nun kalbinin güm güm atmasına neden oldu. Tam bu anda devasa, 30,00 metrelik Hayalet İmparator aniden cisimleşti. Mutlak bir vahşilikle bakarak Meng Hao'yu yemek ister gibi atıldı.

Meng Hao'nun zihnini ölümcül bir kriz hissi doldurdu. Eğer bu Hayalet İmparator gerçekten de kendisine vurmayı başarırsa öldürülmese bile savaşı kesinlikle kaybedeceğini söyleyebilirdi.

Ve eğer savaşı kaybederse Yücegök ile tekrar dövüşme hakkını da kaybedecekti!

Tabii ki Yücegök bunu bilerek yapıyor, onun mümkün olduğunca fazla Nazar büyüsünü kullanmasını sağlamaya çalışıyordu. Hatta Meng Hao'yu en korkunç nazar olan Gökleri Mühürleme Nazarı'nı kullanmaya zorluyordu. Eğer onu kullanırsa Yücegök onu kopyalayabilecekti ve ondan bir daha korkmasına gerek kalmayacaktı.

"Elimin altında Gökleri Mühürleme Nazarından başka kozlar da var!" Gözleri tuhaf bir ışıkla parlayan Meng Hao'nun arkasındaki boşluk aniden bozuldu. Keskin bir çığlığın yankılanmasıyla birlikte Hayalet Figür kadar büyük bir figür ortaya çıktı.

Derisi yeşildi ve tek, habis bir boynuza sahipti. Patlayıcı bir Şeytani Qi'ye, Gökleri sarsan yeryüzünü parçalayan bir enerjiye sahipti. Bu, Meng Hao'nun hayat özü formuydu, gelişim merkezinin temeli olan Şeytan Hükümdardı!

Şeytan Hükümdar ortaya çıktığında hemen Hayalet İmparator ile dövüşmeye başladı. Hayalet İmparator dişlerini Şeytan Hükümdar'a geçirdi ve o da ellerini bıçak gibi Hayalet İmparator'un sırtına sapladı.

GÜÜÜÜÜMMMM....

Dövüş varoluştaki her şey salladı. Bölgedeki sayısız harabe küle dönüştü. Devasa figürler yukarıda dövüşürken Meng Hao ve hayalet aşağıda dövüşe tutuştu.

Binlerce karşılıklı vuruşmanın ardından Meng Hao'nun ağzından kan geldi ve hayalet kanlar içinde kaldı. İkisi de çok denk görünüyordu.

"Bu Hayalet, Yücegök'ün hafızasından geliyor, gücünün zirvesinde olduğu eski zamanlardaki versiyonu. Buna bakarak bile Hayalet'in sıradan bir Aşkın olmadığını anlayabiliyorum!" Meng Hao ağzındaki kanı sildi, ardından sağ elini sallayarak Dağ Tüketme Efsunu'nu kullandı. Sayısız dağ bir zincir oluşturarak savaş alanını süpürdü.

Hayalet soğukça homurdandı, ardından bulanıklaşarak sayısız klon yarattı ve ardından klonlar inmekte olan dağları parçalamak için fırladı.

Meng Hao sağ eliyle bir büyü hareketi uyguladı ve dağların kalıntılarının devasa bir taş yumruğua dönüşmesine neden oldu. Yumruk Hayalet'e doğru giderken Meng Hao kayan yıldız gibi ilerleyerek yumrukla bütünleşti ve daha patlayıcı bir güç oluştu.

"Hayalet Alemi Kapısı!" Hayalet gözlerinde gizemli bir ışıkla konuştu. Ellerini kafasının üstüne kaldırdı ve yukarıda devasa, simsiyah bir kapının belirdiği büyükçe bir yırtık açılırken yıldızlar sallandı.

Kapı indiğinde yavaşça açıldı ve ortaya devasa pullu bir el çıktı. El uzandı ve Meng Hao baskıyı hissetti, sanki bu el bütün yaratılışa tepeden bakıyordu. El hemen devasa taş eli kavrayarak sıktı.

Bir gümbürtüyle beraber taş el parçalandı. Meng Hao ortaya çıktı ama ardından hızla kaybolarak uzaklarda tekrar belirdi.

"Sekizinci Şeytan Mühürleme Nazarı, Vücut-Zihin Nazarı!

"Boşluğu, yıldızlı gökyüzünü ve doğal kanunları kilitle. İstediğim her şeyi kilitle!"

-----

Başlamıştı!